SSS

SSS


ÇOCUĞUM OKULA BAŞLAMAYA HAZIR MI?

Çocukların ortalama 3 yaşında iletişim becerilerinin gelişmesiyle birlikte sosyalleşme ihtiyaçları doğar. Bu süreçte çocuk evde ailesi ya da bakım veren kişiyle geçirdiği zamandan ayrı yaşıtları ile de vakit geçirmeye ihtiyaç duyar. Bununla beraber birçok aile anaokulu arayışına girer.

Beyin gelişimi, erken çocukluk döneminde yaşanan deneyimlerden etkilenir. Düzenli ortamda ve profesyonel kişilerle yaşına uygun ve olumlu deneyimler yaşayan çocuğun beyninde zihinsel süreçleri geliştirecek biçimde nöral bağlantılar oluşur. Anaokulu, çocukların bulunduğu ilk kontrollü sosyal ortamdır ve çocukların gelişimine katkısı büyüktür. Ancak çocuğun anaokuluna başlamak için hazır oluş düzeyi önemlidir. Gelişim alanlarında gerekli olgunluğa ulaşmış olan çocuk okulda daha uyumlu ve öğrenmeye açık olacaktır.

Peki çocuğumuzun okula başlamaya hazır olup olmadığını nasıl anlarız?

Çocuğun yaşı okula başlama için önemli bir ölçüttür ancak tek başına yeterli değildir. Anaokuluna başlama yaşı çocuğun fiziksel ve bilişsel gelişim düzeyine göre farklılık gösterebilir. Aşağıdaki ölçütler göz önüne alınarak çocuğun okula başlamaya hazır olup olmadığı değerlendirilebilir.

Fiziksel sağlık ve yeterlilik; Genel sağlık durumunun iyi olmaması çocuğun diğer gelişim süreçlerini de olumsuz etkiler. Okula başlamadan önce yapılan genel bir sağlık taraması, çocuğun okula uyum sürecindeki olumsuzlukları en aza indirger.

Okula başlamaya hazırlanan çocuk beden koordinasyonunu sağlayarak, bedenini rahat kullanabilmelidir.

İnce motor becerisi ilkokul döneminde yazı yazmayı öğrenmede önemli bir kriterken, okul öncesi süreçte de yaşından beklenen becerilerin (takma-çıkarma, yapıştırma, resim yapma, makas kullanma,...) gerçekleştirilmesinde önemli rol oynar.

Bu nedenle bu alanda fark edilen bir yetersizlik durumu varsa bu alan desteklenmelidir. Aileler çocukların giyinme, beslenme, temizlik gibi basit özbakım becerilerini çocuklara kazandırarak; evde basit kesme-yapıştırma, takma-çıkarma, vidalama, boyama gibi etkinlikler yaparak ince motor  gelişimine destek olabilirler.

Sosyal ve duygusal gelişim; anne babasına ya da bakım veren kişiye güvenli bağlanan çocuk ailesinden ayrılmada, yeni kişilerle ilişkiler kurmada, okula başlamada daha istekli olurlar. Okula başlayacak olan çocuğun, duygusal ve sosyal gelişimi yeterli ise çocuk, sorumluluk alma, problem çözme, yeni ilişkiler kurma ve kurallara uyum göstermeye daha açıktır. Çocuğun yönergeleri dinleyip, uygulayabiliyor olması, isteklerini erteleme ve bekleme gibi davranışlara da uyum sağlıyor olması önemlidir.

Bu anlamda çocuğun okula başlamaya hazır olmadığı düşünülüyorsa, aile çocukla kaliteli vakit geçirerek, çeşitli aktivite ve oyunları kullanarak çocukla olan ilişkisini güçlendirebilir, duygu ve düşüncelerini ifade etmesini destekleyebilir; ev içerisinde çocuğa basit sorumluluklar verebilir ve kontrolünü sağlayabilir. Aynı zamanda ailenin çocuktan beklentilerini, çocuğun yaş ve kişilik özelliklerine uygun olup olmadığını gözden geçirmesi faydalı olacaktır.

Bilişsel gelişim; bilişsel gelişimi yaş düzeyine uygun olan çocuklar, kendilerinden beklenen görevleri yerine getirmede daha başarılıdırlar. Dolayısıyla bu çocuklar öğrenme ve araştırmaya daha istekli ve meraklı olurlar.

Dikkat özellikleri de burada önemli bir yer tutar. Dikkatini odaklamakta zorlanan, dikkat süresi kısa olan çocukların okulda yapılacak çalışmalara katılımı zorlaşacaktır. Çocuğun dikkat özellikleri ile ilgili yetersizliği olduğu düşünülüyorsa bir uzman desteği alınması faydalı olacaktır.

Dil gelişiminin yeterli olması, sözel yönergelere uyma ve çocuğun kendini ifade edebilmesi için önemlidir. Aileler çocuklarla sözel iletişimlerini artırarak; duygu, düşünce ve isteklerini ifade etmelerine fırsat vererek dil gelişimine katkıda bulunabilirler.

Aile için de çocuktan bir süreliğine de olsa ayrılmak kolay olamayabilir. Aile, çocuğun uzağında olmasından çok endişeli olduğunda çocuk da bunu fark eder ve okula karşı olumsuz bir tutum geliştirebilir. Ailenin de çocuktan ayrılmaya kendini hazırlaması önemlidir.

Birçok çocuk için güven duyduğu ailesinin yanından ayrılıp yeni bir ortama girmek kolay olmayacaktır. Ancak belirtilen gelişim basamaklarında olgunluğa ulaşmış olan çocuklar kısa süre içerisinde okul sürecine uyum sağlayacaklardır.

Eğer ki çocuğun bu gelişim basamaklarına göre okula başlamaya hazır olmadığı görülüyorsa, çocuk okula başlaması için zorlanmamadır. Hazır olmadan başlanması durumunda okul fobisi oluşabilir. Ana okulu uzun bir eğitim hayatının başlangıcıdır. Okul hayatına keyifle başlandığı takdirde gelecek yıllarda da çocuğun öğrenme ve araştırma merakı devam edecek ve okulda bulunmaktan keyif alacaktır.

Okul Öncesi Eğitimin Önemi

Çocuk doğduğu andan itibaren ailenin biriciğidir. Tüm ihtiyaçları ebeveynleri tarafından karşılanır. Birçok evde ailenin yaşam düzeni çocuk merkeze alınarak düzenlenir. Çocuğun bir çok davranışı büyükleri tarafından tolere edilir.

Kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda hareket eden çocuk, okul öncesi eğitime başlamasıyla birçok beceri kazanır. Gelişimin en hızlı olduğu erken çocukluk döneminde (0-6 yaş) okul öncesi eğitim, çocuğu sosyal, bilişsel, fiziksel ve duygusal olarak hayata hazırlar.

Çocuk ailenin güvenli ortamından ayrılarak bir birey olduğunun farkına varır ve dış dünya ile bireysel olarak iletişim kurmaya başlar. Toplum içerisinde yaşamaya dair deneyim kazanarak yaşıtlarıyla sosyalleşirken, zengin uyaranlarla her gün düzenli öğrenme deneyimi yaşar.

Çocuklar okul ortamında kurallara uyma, başkalarına saygı duyma, kendini ifade etme, yardım alma ve yardım etme, iş birliği yapma, sorun çözme, eşyaları paylaşma ve sıra bekleme gibi çok önemli sosyal beceriler edinirler.

Çocuklar, okulda öz bakım becerilerini güçlendirir, çeşitli aktivitelerle motor ve bilişsel becerilerini geliştirirler. Buna bağlı olarak, çocuğun özgüveni, araştırma ve öğrenme isteği artar.

Okul öncesi dönemde yapılan çalışmalarla dikkati odaklama, dikkat süresini uzatma amaçlanırken; temel matematik, okuma yazmaya ön hazırlık etkinlikleriyle çocuk bilişsel olarak ilköğretime hazırlanır.

Yaşıtları ile bir arada olan çocuğun, alanında deneyimli uzmanlarla çalışarak gelişim süreci takip edilir ve gerekli durumlarda erken süreçte ilgili kurumlara yönlendirmeler yapılabilir.

Okul öncesi eğitim alan çocukların akademik yaşamlarında daha uyumlu, başarılı ve iletişim becerileri güçlü bireyler olduğu yapılan çalışmalarda görülmüştür.